
Kışta Isınan Tenler
Kar camdan süzülüyordu. Şehrin sesi karın altında boğulmuş, her yer sessizliğe gömülmüştü. Aslı, pencere kenarındaki koltukta oturmuş, ellerini kahve kupasının etrafında ısıtıyordu. Üzerinde gri bir örgü kazak vardı, saçları dağınık, teni ise dışarının aksine sıcacıktı.
Otel Odası 407

Otel Odası 407
Otel odasının içi sessizdi ama dışarıdan İstanbul’un uzak uğultusu duyuluyordu. Şehir uyumuyordu, ama bu odada başka bir dünya kurulmuştu.Lara pencerenin önünde duruyordu. Siyah bir elbise giymişti, ince askılı, sırtı açık. Saçlarını toplamıştı, ensesi açıktaydı. Işık loştu… tam da Mert’in istediği gibi.
Sessiz Olmamız Gerek…

Sessiz Olmamız Gerek…
Kütüphanede saat 18:45’ti. Salon neredeyse boştu. Sadece birkaç öğrenci, masalara yayılmış kitaplar… ve köşedeki raflar arasında kaybolmuş Zeynep.
Zeynep’in elleri kitabın sayfalarında dolaşıyordu ama aklı başka yerdeydi. Göz ucuyla koridorun başındaki siluete baktı.
Gece Yolculuğu

Gece Yolculuğu
Otobüs şehir dışına çıkarken camlardan sadece karanlık akıyordu. İçerisi loştu, herkes sessizdi. Kulaklıklar takılmış, ışıklar sönmüştü.
İrem pencereye yaslanmıştı. Kulaklarında hafif bir müzik vardı ama dikkati yan koltuktaydı.
Burak.
Yağmurun Altında

Yağmurun Altında
Melis, barın kapısında durmuş, çantasından anahtarlarını bulmaya çalışıyordu ama… elleri titriyordu. Soğuktan mı, heyecandan mı — bilemiyordu.
Emir kapının hemen yanında durmuş, sigarasını son kez çekti. Gözleri Melis’teydi.
Yaklaştı.
“Sana eşlik edeyim. Ya da… seni ıslanmaktan kurtarayım,” dedi